Bizim Hayalimiz

Son yıllarda bir dubleks ev furyası aldı yürüdü. Bu furyayı tetikleyen de kimi zaman deprem korkusu, kimi zaman geçmişe özlem, kimi zaman da özüne dönme isteği sanırım. Bir de diğer boyutu var işin, gösteriş merakı. Müstakil ev deyince hep bahçeli evler aklıma gelir. Buralarda yapılan evlerin ise bahçesi yok, dip dibe sıralanmışlar. Nefes alacak yer yok. Sırf olmuş olsun diye yapılmış sanki. Konu komşuya nispet olsun diye. Biz de istiyoruz bir evimiz olsun. Üçgen çatısı olsun. Bahçesi olsun evin on katı kadar. Bahçenin etrafı meyve ağaçlarıyla çevrili olsun. Dışarıdan geçenlerde yesinler meyvelerden. Tavuklarımız olsun, ineğimiz sonra, köpeksiz hiç olmaz. Bahçenin bir köşesinde toprak fırınımız olsun. Patatesli ekmekler yapalım orda, eşe dosta dağıtmak için. Tulumbası olsun, gürül gürül su aksın, akan suyu sebzelere götüren küçük bir ark olsun. Arka tarafta bir ardiyesi olsun. Çocuklar orada oyun oynasın hayal kursun.

Bunlar uzun vadeli planlar. Bir de kısa vadede gerçekleşmesi daha kolay olan, geleceğe ışık tutan planlar var. Ne mi? Apartmana ait küçük bahçede kendimize küçük bir alan oluşturmak. Bu haftasonu otları temizleyip toprağı havalandırmak planım. Sonra da Zehra' ya gelen önerilerden faydalanıp güzel bir sebze bahçesi yapmak. Bahar geldi durmamak lazım.