Cumartesi nehir kenarındaydık. Sabah erkenden düştük yollara. Bir bankın üzerinde Seyhan nehrine karşı sandviçlerimizi yedik önce, sonra regülatör köprüye kadar yürüdük. İlk gördüğüm günden beri pek severim baraj kapaklarının açıldığı zamanları. Sular büyük bir ihtişamla fışkırır kapaklardan, köpük köpük. İzlemeye doyamam nedense. Ömür' ün de çok hoşuna gitti. Fotoğraf çektik bol bol. 
Taş sektirdi baba kız, ben izledim.
Nehir kenarında bir çay bahçesine oturduk sonra kelime oyunu oynadık. Seyahat tipi bizdeki istediğimiz zaman daha sonra devam etmek üzere kapatabiliyoruz. Olmayanlara tavsiye ederim. Pek hoş.
Kapattık biz de oyunumuzu, çantamızı da taktık sırtımıza eve döndük. Herkes işinin başına. Ömür ödevlerini yapmaya koyuldu. Ben çamaşır, yemek, etrafı toplamakla uğraştım. Babamızda yardım etti bize. Sabah güne güzel başlayınca öyle de devam etti gün.
Pazar sabah bir baktım Ömür kalkmış sessiz sessiz birşeyler yapıyor. Gittim yanına, sus babam duymasın kahvaltı hazırlıyorum ona dedi. Ben de yardım ettim kahvaltımızı hazırladık. Öğleden 
sonra için bizden söz aldı, uçurtma uçurmaya gidelim diye. Tabi biz de hemen şart koştuk, ödevler bitsin gideriz diye. Neyse bu sefer ses çıkarmadan tamam dedi. Biz de sözümüzü tuttuk. Hava tam uçurtma havasıydı, ama biz yazı getirmiş gibi incecik giyinmişiz. Mart kapıdan baktırdı, sonra arabanın içine kaçırdı. Uçurtmayı uçurduk uçurmasına ama, toplarken donduk. Ee baba olmak kolay değil. Biz anne kız arabada oturduk, babamız dışarda uçurtma topladı. Ben dayanamadım sonlara doğru yardım ettim. Uçurtma bizi kesmedi. Gölün karşı tarafına geçtik. 
Güzel bir yer bulup arabayı park edip, cumartesiden kalan kelime oyununa devam ettik. Ömür yendi yine. Çok hoşuna gitti.
Sonra hayal kurduk, burada gölün kenarında bahçeli bir evimiz olsa diye. Ömür üstteki üçgen odayı istedi. Ben bahçesinde sardunyalar istedim. Babamız köpekleri olsun istedi. Dileklerimizi taşlara yazıp göle attık su perisi okusun diye. Bekliyoruz sıramızı.
sonra için bizden söz aldı, uçurtma uçurmaya gidelim diye. Tabi biz de hemen şart koştuk, ödevler bitsin gideriz diye. Neyse bu sefer ses çıkarmadan tamam dedi. Biz de sözümüzü tuttuk. Hava tam uçurtma havasıydı, ama biz yazı getirmiş gibi incecik giyinmişiz. Mart kapıdan baktırdı, sonra arabanın içine kaçırdı. Uçurtmayı uçurduk uçurmasına ama, toplarken donduk. Ee baba olmak kolay değil. Biz anne kız arabada oturduk, babamız dışarda uçurtma topladı. Ben dayanamadım sonlara doğru yardım ettim. Uçurtma bizi kesmedi. Gölün karşı tarafına geçtik. 
Güzel bir yer bulup arabayı park edip, cumartesiden kalan kelime oyununa devam ettik. Ömür yendi yine. Çok hoşuna gitti.
Sonra hayal kurduk, burada gölün kenarında bahçeli bir evimiz olsa diye. Ömür üstteki üçgen odayı istedi. Ben bahçesinde sardunyalar istedim. Babamız köpekleri olsun istedi. Dileklerimizi taşlara yazıp göle attık su perisi okusun diye. Bekliyoruz sıramızı. Neye niyet neye kısmet. Yazıya sabah başlayıp, gece bitirince böyle oluyor işte. Efendim niye pazartesi paralanıra gelince. Ben bir işkolik olarak pazartesi günleri hep kendimi paralarım da ondan. Çalış çalış nereye kadar demi? Biraz da gezip görmek, eğlenip dinlenmek lazım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder