24.07.2009

Bucket List

Nereden aklıma geldi bilmiyorum. Bir kaç ay önce izlediğimiz bir filmi hatırladım. Bucket List, beğenerek izlediğim bir film.
Filmde iki ana karakter var. Biri Edward, çok zengin, büyük bir şirket sahibi, diğeri ise Carter, araba tamircisi. İkisini bir araya getiren ise aynı hastane odasında öğrendikleri çok az ömürlerinin kaldığı. Edward ölmeden önce yapmak istediği şeylerin listesini yapar ve Carter' i de ikna eder. Böylece yola çıkarlar.
Filmi izlediğimden beri bir liste de ben yapmak istiyorum. Neler olmalı listede diye ne zaman düşünmeye başlasam, hep aklıma sevdiklerimle birlikte olmak geliyor. Etrafımdakiler beni hep mesafeli biri olarak bilirler. Hislerimi kolay kolay açamam. Sevdiklerimi şımartamam. Seni seviyorum diyemem kolay kolay. Aksine çok sevdiklerim hep çok mesafe koyduklarım olur genelde. Hep sevdiklerimin kalbini kırarım. Bundan mıdır acaba, hep listenin başına sevdiklerimle birlikte olmayı yerleştirmem? Değişmeli, değiştirmeli. Ama kolay mı? Deniyorum.

2 yorum:

Hayalbemol dedi ki...

İnsanın yaşamında doğru etki bırakacak, anlamlı ve başarılı bir film. İzleyenlerin kolaylıkla unutabileceği bir yapım değil.

D. dedi ki...

Ben Jack Nicholson'dan daha damar oyunculuk ve senaryo seçimi bekliyordum sanırım, gene de kötü diyemem filme. Ama biz Bucket List'i eşim babasını kaybettikten kısa süre sonra izlemiştik. Zamanlama süper değildi yani. İnsanın evde ağır hastası falan varsa da çok iyi bir tercih olmayabilir.