15.03.2010

12. Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivaline Doğru

Geçmiş yazılarımdan birinde Adana Devlet Tiyatrosunun oyunlarını izlemediğimi yazmıştım. Farklı zamanlarda farklı oyunlara giderek defalarca denememe rağmen, oyunların konusu, işleniş biçimi ya da oyunun izleyiciye aktarılmasında oyuncuların becerisi bir türlü beni kendine çekmeyi başaramadı. Sorun oyuncularda ya da yönetmende olabileceği gibi bende de olabilir elbet. Kendimi bir tiyatro gurusu olarak görmüyorum. İzlemiş olduğum diğer tiyatrolarla kıyaslıyorum sadece.
Bu memnuniyetsizliğe bir son vermek için geçtiğimiz yıldan beri Adana Devlet Tiyatrosu kadrosunun hazırladığı ve oynadığı oyunlara gitmiyorum. Değiştiremeyeceğin konularda kendini değiştir ilkesini uyguladım. Bu nedenle turneye gelen oyunları ya da festivali dört gözle bekliyor ve kaçırmamaya çalışıyorum.
Geçen yıl 11. Adana Tiyatro Festivali gerçekleştirildi. Tüm Adana halkı da benim gibi düşünüyormuş ki biletler satışa sunulduktan kısa bir süre sonra tükenmişti. Böyle durumlardan beslenen bazı kurnazlar ise ellerindeki biletleri 2-3 katı fiyata satarak nemalanmışlardı. Geçen yıl festivalde bari bir tane oyun izlemek düşüncesiyle bu korsan biletlerden birini almak zorunda kalmıştım.
Yaklaşık bir yıldan beri 12. festivalin biletlerinin satışa sunulacağı günü bekliyordum. Cuma günü festival programını internetten indirdim ve uygun olduğum günlere göre alacağım biletleri listeledim. Cumartesi günü biletler satışa sunulacaktı ve internet sitesinden de bilet alınabileceği söyleniyordu. İşimizi internet hızımıza ya da mybiletin serverına emanet etmeyelim düşüncesiyle karıkoca cumartesi günü kahvaltımızı yapıp tiyatro gişesine doğru yola çıktık. Oraya vardığımızda sırada bekleyenler tarafından bir isim listesi oluşturulmuştu ve biz listede seksenli sıralardaydık. Saat 10 da gişe açıldı başlangıçta düzenli bir şekilde ilerleyen sıra, insanların sabırlarının da azalmasıyla sonlara doğru zıvanadan çıktı. Bu konuda çok detaya girmeyeceğim. Sonunda sıra bize geldiğinde saat 15:30 olmuştu ve pek çok oyuna ya yer kalmamıştı ya da en arka sıralardan bilet alabilmiştim.
Açlıktan ve yaklaşık altı buçuk saat ayakta kalmaktan bitap düşmüş bir şekilde eve kendimizi zor attık.  İnternette aynı izdiham yaşanmış mı ya da server kilitlenmiş mi diye meraktan mybiletin sayfasını açtım. Sanırım herkes benim gibi düşünmüş ve bileti internetten almak yerine gişeye gitmişti. İnternette satılmak üzere ayrılan 90 koltuk öylece duruyordu. Hemen bilet bulamadığım iki oyuna da bilet aldım. Ayrıca en arka sıradan ya da sıra başından almak zorunda olduğum biletleri daha afilli yerler ile değiştirdim.
Koskocaman cumartesi günüm teknolojiye gösterdiğim direnç yüzünden elimden akıp gitmişti. Bu da bana ders olsun. Tüm işini internetten halleden ben, nasıl bir gaflet halindeydim de oralara kadar gidip, saatlerce eziyet çektim bilmiyorum. Hatırlayayım bir daha yapmayayım diye yazdım tüm bunları.
Elimdeki fazla biletleri ne mi yapacağım, korsan satmayacağım kesin, tiyatro aşkı ile yanan ve internet kullanmayı bilmeyen komşularıma vereceğim.
Şimdi gideceğim ilk oyunun günü olan 31 Mart' ı sabırsızlıkla bekliyorum. Bekle beni festival geliyorum.

Festival hakkında detaylı bilgi burada
Festival programı ise burada

2 yorum:

MAVİANNE dedi ki...

canım ne kadar güzel sanatsal etkinliklerde bulunmak

ben ankaradayım ama vakit yaratıp gidemiyorum tiyatroya

gittiğin izlediğin oyunları paylaşırsan sevinirim

Elifin Günlüğü dedi ki...

Benim için de izleyin olur mu?