2.09.2009

Yayla dönüşü

4 günlük kısa tatilim bitti, dün akşam evime döndüm. Kızım orada kaldı. Beni yolcu ederken boynu büküldü, içim ezildi. Bir küs bir barışık olsakta, ikimizde birimiz olmadan yapamıyoruz anlaşılan. Haftasonu tekrar gideceğim yaylaya, eğer program değişmezse dönüşte beraber döneceğiz.
2 saatlik mesafede iklim bu kadar değişir. Söyleseler inanmam, yaşadım inandım. İlk gittiğimiz gün o kadar üşüdüm ki kat kat giyindim. Gerçi bizimkiler Adana' nın sıcağından o kadar bunalmışlar ki soğuğun tanını çıkardılar. Bir ben üşüdüm.

Çam, ardıç ağaçlarının arasında, yaklaşık 1550 m yükseklikte, reçine kokularının içerisinde kısa da olsa çok güzel 4 gün geldi geçti. Gidiş nedenimi listelemiştim, şöyle bir gözden geçirecek olursak;
- Sıcak havadan uzaklaşmak iyi geldi.
- Tatil isteğim hala bitmedi, kimin biter ki.
- Ömür' ün İngilizce ödevleri bitti. Kalan tatil kitabını ben yokken bitireceğine ve bol bol kitap okuyacağına söz verdi.
- Okuduğum kitap hala bitmedi, gittiği gibi geri geldi.
- İç tetkik öncesi enerji depoladım depolamasına ama yeter mi bilmem.

Bu sabaha kadar herşey çok güzeldi. Şimdi de herşey çok güzel. Arada geçen zaman dilimi ise tarihte yerini aldı. Bu tür şeylerin beni üzerek enerjimi tüketmesine izin vermeyeceğim. Kendi kendime bunu öğretmeye çalışıyorum.
Fotoğrafların pek çoğunu Ömür çekti. Onun gözüyle yayladan kareleri ben de düzenledim. Son resim tatilin özeti aslında, tembel annenin çalışkan kızı iş başında.
Pek bir karışık oldu bu yazı. Daha fazla karıştırmadan bitirmeli en iyisi.

2 yorum:

7.oda dedi ki...

tatil gibisi var mı değil mi :)

Kağıttan Gemiler dedi ki...

Yok gerçekten.