26.01.2010

Sözüm söz


Haftaya başlangıç öyle kötü oldu ki. Keşke başlamasaydı dedirtti.
Keşke istemediklerimiz olunca silebilsek, sonra yeniden yaşasak sildiğimiz yerleri dedim ama ben de inanmadım buna pek.
Enerjim düştü yine, şevkim kırıldı.
İşe verdim kendimi, hep böyle yaparım canım sıkılıncı. Sağı solu aradım, mailler attım.
Dün beni tuikten arayıp bir kaç veri isteyen bayanın adını ve telefonunu yazdığım kağıdı kaybettimi farkettim sonra. Söz vermiştim bugün arayıp istediği bilgileri verecektim, o da envanter çalışmasını sonlandıracak ve 2008 yılı istatistik bilgilerini yayınlayacaktı belki. O kadar mühim miydi gerçekten bilmiyorum ama öyle olmasını istiyordum. Hani sinirliyim ya. Hırs yaptım. Ellem ettim kallem ettim buldum bayanın adını. Sonra aradım bayanı. Olanı biteni sanki arkadaşımmış gibi kendisine anlattım. Yıllardır tanıyor gibi. İnce ve nazik sesi ile teşekkür etti. Ne kadar duyarlısınız dedi. Olur mu dedim söz verdim size, benden haber bekliyordunuz.
Söz vermiştim evet. Ama öylesine değil, harbi söz vermiştim ve yerine getirdim. Ya bana söz verenler siz peki. Nerede vereceksiniz sözlerinizin hesabını. Size olan hakkımı hiç affetmeyeceğim. Bunu böyle biliniz.
Ya olduğunuz gibi görününüz ya da göründüğünüz gibi olunuz.

2 yorum:

Aslısın dedi ki...

Son cümle her söze bedel.

Çiğdem Atabey dedi ki...

bence de son söz süper amma, bir de affetmediklerini taşımasan sırtında...