8.02.2010

Meraklanmayın geldim işte.

Merak eden oldu mu bilmiyorum? Olsun ben yine de açıklayayım. Sömestre tatilindeydim. 2009 yılından kalan bir haftalık iznimi kullandım. Bugün tekrar kürkçü dükkanına döndüm.

Evde olmak güzeldi. Evde olmayı seviyorum. Tatilde bırak başka şehire gitmeyi evden dışarı çıkmak bile zor geldi. Bir miskinlik bir bezmişlik. Kedi gibiydim. Dışarıdaki soğuğu düşündükçe evdeki yerime daha bir yerleştim. Eğer bir terslik olupta banka elimizden evimizi almazsa, seneye soba kuracağız. Gelsin kestaneler, gitsin ıhlamurlar. Seneye tüm iznimi kışa saklayabilirim. Sobanın başında geçirilen yıllık izin. Kulağa hoş geliyor.

Apartman komşularımdan bir kısmı öğretmen, bir kısmı emekli, çalışanlar da benim gibi tatil nedeniyle izin aldılar. Bol bol sabah kahvelerine gittim. İkindi oturmalarına sonra. Çok keyifliydi. Apartmanımıza yeni bir bebek geldi, onu görmeye gittim, kaynar içtim. (Adana' ya özgü doğum şerbeti yerine yapılan 40 çeşit baharatın kaynatıldığı şekerli karışım, sıcak sıcak içiliyor üzeri bol cevizli olunca süper oluyor.) Sonra alt komşumun kızı onlara her gittiğimde balık balık diye tuturduğu için onu alıp eve getirdim. Akvaryumda ölen balığa baktık birlikte. Ne dediysem de onu balığın öldüğüne inandıramadım.  

Bu tatil en çok Ömür' e yaradı. Apartmandaki arkadaşlarıyla bir araya geldi. Bol bol oyun oynadı. Oyuna doydu desem yalan olur. Oyuna hiç doyulur mu? Arada bir de benim çatlak sesim olmasa onun için doyumsuz bir tatil olurdu herhalde. Elimde değil işte, ders ders diye tutturan annelerden oldum ben de.

Hiç yapmazdım ama nasıl oldu bilmiyorum bir gaflet anında dondurma aldım marketten. Dışarısı soğuk ama ev sıcak nasıl olsa dedim. Ertesi gün Ömür kütür kütür öksüyordu. Sığar mı bu anneliğe, söyleyin sığar mı? Öksürüğün üçüncü günü şiddeti artınca doktora gittik. Ciğerlerinde bir şey yok, hafif üşütmüş dedi. Bir öksürük şurubu verdi. Nasıl üşüttüğü konusunda bir fırçada doktordan yememek için hiç yorum yapmadım.

Bol bol film izledik. Aşağıya kendi sıralamama göre ekledim. Yanlarına birkaç satır da yorum yazsam iyi olur aslında. Yok yazamayacağım hiç enerjim yok.

2010 yılı tutulmayan sözler, boş vaatler yılı olacak sanırım. Yılın ikinci kazığı da haftasonu geldi beni buldu. Hadi hayırlısı. Sanırım 2010 insanlara olan güvenimi sorgulamamı sağlayacak ve döve döve bu konuda beni eğitecek. Entrikalardan anlamıyorum, bazıları bu konuda nasıl da profesyonel. Allah vergisi mi acaba ya da toplum mu onları buna itti? Sağ gösterip sol vurmak, marifet mi acaba? Hesabı sorulur mu ya da verilir mi bir gün?

Bu arada yazmaya başlayalı bir sene olmuş. Bu blogun bana kazandırdıkları çok ama size kazandırdığı bir şey var mı acaba? Şu alemde birine bir faydam oldu mu bilmem? Kendi kendime sayıklıyorum işte.

Lafı fazla uzatmadan şimdi filmler, yanlarına yıldızda koydum. Haftaya damgasına vuran en başta.

Sherlock Holmes: *****


















Alacakaranlık: ****


















Muhbir: ***















Suretler: ***


















Aslanı Kuzulara: **



















Dawn Anna: *

6 yorum:

Aslısın dedi ki...

İzini öyle güzel anlatmışsın ki içim gitti. Darısı diğer üzünlerin başına :)
Kedi gibi hissediyorum ben de kendimi izinli ev de olunca, dışarı adım atasım gelmiyor.

7.oda dedi ki...

ben de tatil sonrası ilk iş günümdeyim.. konsantre bile olamıyor insan :)

Kağıttan Gemiler dedi ki...

Hem pazartesi hem de izin dönüşü bugün hiç çekilmiyor.

nymphea dedi ki...

Oooo birsürü şey izlemişsin:)Ayrıca kaynar çekti canım afiyet olsun sana:)

Bu arada bir arkadaşınla güzel bir sohbet sana ne kazandırıyorsa burası da bana onu kazandırdı. Hele bir de bu arkadaş çok özledğin bi şehirde oturuyorsa:P

Kağıttan Gemiler dedi ki...

Teşekkürler sevgli Nymphea.

MAVİANNE dedi ki...

2010 umarım güzel bir yıl olur canım
o söz tutmayan negatif elektrik veren insanlardan uzaklaşırsın umarım
herşey gönlünce olsun
film önerilerine teşekkürler